Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu ay içinde tamamlanıp açıklanması beklenen yeni müfredat çalışmalarına ilişkin ilk sinyalleri verdi. Tekin, uluslararası metinlerin Türk toplumuna uygun olmadığını savunarak “Bizim gibi toplumların hassasiyetlerinin yansıtıldığı metinler kaleme alınabilirse, onlara evrensel insan hakları metinleri isimleri verilebilir” dedi.
Muhalefet ve eğitimciler tarafından, “AKP eğitimi dinselleştirmek adına karanlık bir program izliyor” eleştirileri yapılan müfredat çalışmaları hakkında Tekin, “Bizim yaptığımız şey ciddi anlamda bir müfredat değişikliği. Ana paradigmasından tutun, bizim değerlerimizle inşa edilmiş bir eğitim sistemi inşa süreci. Bu yaklaşık 10 yıllık bir süreç” ifadelerini kullandı.
‘SALDIRGAN TAVIR’
Tekin’in açıklamalarını Cumhuriyet’e değerlendiren eğitimci Nurcan Korkmaz, “Bakanın kullandığı ‘bizim’ kelimesini, siyasal İslamın paradigması olarak algılamak gerekiyor. Bu kelimede Cumhuriyetin daha önceki özgün deneyimleri ‘Köy Enstitüleri’ yok. Türkiye’yi kapsamıyor. Yeni seçmeli derslere bakarsak; ‘öz yaşam becerileri’ dersinde dini referans var. Eleştirel düşünce bile peygamberin tefekkür kavramı üzerinden anlatılıyor” dedi.
Dini referans ağırlıklı bir müfredat uygulamasının dünyada sadece Suudi Arabistan’da uygulandığını belirten Korkmaz, “Suudi Arabistan’dan sonra ikinci örnek biz olacağız. Bunun bir adım ötesi karma eğitim tartışması. 22 yıllık iktidarın, eğitimde attığı en karanlık adımlar bu bakan zamanında atılıyor. Bunu da saldırgan bir tavırla yapıyor. Ekonomi çöktüğü için tabanını din üzerinde konsolide etmeye çalışıyor” diye konuştu.
MEB, müfredata iki yeni ders eklerken, derslerde dini konuların olması dikkat çekmişti. Lise düzeyi için hazırlanan “Türk sosyal hayatında aile” seçmeli dersinde aile kurmanın “fıtrata uygun olduğu” anlatılacakken “adabımuaşeret” dersinde ise aile içi ilişkide Kuran’da ve sünnette anne babaya saygı ve “sılayırahim” kavramı üzerinde durulacak.